HIZLI DEĞİŞEBİLME VE UYUM SAĞLAMA YETENEĞİ KRİZ ZAMANLARINDA HAYAT KURTARIR.

Bireysel ya da kurumsal olarak pandemiden etkilenen herkes gibi biz de aklına, bilgisine güvendiğimiz kişilerin öngörülerini yakından izleyerek krizde kendimize bir yön belirlemeye çalışıyoruz. Çünkü bu, daha önce karşılaştığımız krizlerin hiçbirini benzemiyor.

Şu günlerde buna benzer cümleleri sık sık duyuyor olmalısınız:

“Bu krizden sadece çevik hareket edebilenler sağlam çıkacak.”
“Hızlı değişebilme ve uyum sağlama yeteneği kriz zamanlarında hayat kurtarır.”
“Doğada en büyük olan değil, en hızlı olan hayatta kalır.”

Peki ne kadar çevik olmalı ve tam olarak neye uyum sağlamalıyız?

İş dünyasında ÇEVİKLİK kavramı, değişime hızlı tepki verme yeteneği olarak tanımlanıyor.
Aslında çeviklik birkaç farklı aleti birleştirip daha güçlü bir alet yapmaya benziyor. Mesela kaldıraç. Bir sopa ve bir taş tek başına sınırlı bir fonksiyona sahipken, birlikte kullanıldığında çok daha etkili olabiliyor. Çevik davranabilmek için de soğukkanlı ve iyimser ya da hiç değilse gerçekçi olmak gerekiyor.

Evet, hedef kitlemizin büyük bir kısmı şimdilik belirsiz bir süre için evlerine çekildi, yaşam tarzıyla birlikte beklenti ve ihtiyaçlar da değişti. Belli bir süre için varolan ürün ya da hizmetleri, var olan tedarik zinciri ile sağlayamayacağız. Öyleyse şimdi sorulması gereken şu: Hangi ürün ve hizmetleri, hangi kanallarla arz edebiliriz?

İhtiyaç duyulan ürün ya da hizmetleri bu yazıyı okuyan farklı sektörlerden birçok kişinin kendi sektörüne göre değerlendirmesi gerekiyor. Hatta içinde bulunduğumuz krizde günlük ve haftalık gelişmelere göre ihtiyaçlar yeniden belirleniyor (çeviklik bu noktada da devreye giriyor); fakat pazarlama ve satış kanalının DİJİTAL olması gerektiği su götürmez bir gerçek.

Pandemi nedeniyle eve kapandıktan sonraki bir hafta içinde marketten ya da manavdan online alışveriş yapmaya, ofise gitmeden online toplantılarla işimizi evden yürütmeye, sevdiklerimizle görüntülü telefon konuşmalarında hasret gidermeye başladık. Bu teknolojiler pandemi sonrası geliştirilmedi, hepsi zaten elimizin altındaydı da henüz ihtiyaç duymadığımız için kullanmıyorduk. 

Aynı şey kurumların online satış siteleri, sosyal medya hesapları için de geçerli. Onlarca yıldır elimizin altında olan bu araçları bugün ve bundan sonra çok daha yoğun ve etkili bir şekilde kullanmak zorundayız, çünkü hedef kitlemize ulaşmamızın tek yolu bu.

Dijital pazarlama strateji, yöntem ve araçlarının kullanıma dair pek çok bilgi var ve önceki yazılarımızda bunlardan sıkça bahsettik. Fakat her zaman altını çizdiğimiz gibi dijital pazarlama internet paketi gibi belli bir kota ile satın alıp kullanabileceğiniz bir hizmet değil; stratejik bir plan ve bu plan marka, ürün / hizmet ve hedef kitle bileşenlerine dayalı olarak her kurum için özel olarak hazırlanmalı.

Pandemi dönemini bizi daha çevik, daha esnek ve daha güçlü hale getirecek deneyimler edinmiş olarak atlatmak dileğiyle…